Gönül dostu, Âlim Mahmud Es’ad Coşan Hocamızın 31 Mart 1985 tarihinde yapmış olduğu hadis sohbetini istifadenize sunuyoruz.
Peygamber Efendimiz (SAS) Hazretleri buyurmuş ki:
Tirmizî'de, Ebû Dâvud'da zikredilmiş, İbn Hibbân'da, İbn Abdilberr'de zikredilmiş hadîs-i şerîf; sağlam hadîs-i şerîf.
Men salle'l-işâe fî cemâatin kâne kekıyâmi nisfi leyletin. "Her kim ki yatsı namazını cemaatle kılarsa Allah sanki bir gecenin yarı bölüğünü namaz kılarak geçirmiş gibi sevap verir!"
Gecenin evvelinde yatsı namazını cemaatle kıldı diye Allah mükâfat olarak sanki o gecenin yarısını ileriye kadar hep namaz kılarak Allah yolunda ibadet ederek geçirmiş gibi sevap verir.
Evinde kılarsa var mı bu sevap?
Yok, camide kılana bu sevap vardır!
Kim cemaatle yatsı namazını kılarsa…"
Neden bu mükâfat?
Yatsı vakti hava kararmıştır, evden çıkıp da gelmek kolay değildir, o meşakkattin, o sıkıntının mükâfatı böyle! Kim Allah yolunda fedakârlık ederse Allah onun fedakârlığına daha yüksek bir mükâfatla mukabele eder.
Allahu Teâlâ hazretleri hem bizi yaratmıştır, her şeyimiz O'ndandır! Sıhhatimiz O'ndandır, aklımız O'ndandır, varlığımız O'ndandır, Müslümanlığımız O'ndandır, evlatlarımız O'ndandır, paramız pulumuz kazancımız hepsi onun ikramıdır. Biz onun verdiği şeylerle ona biraz küçücük kulluk yapabildik mi onu da kat kat yine mükâfatlandırır. Biz onun kölesiyiz, kuluyuz, yaratığız, yine de bir küçücük bir iyilik yaptık mı dağlar gibi sevaplar yığar üstümüze Allahu Teâlâ hazretleri. Elhamdülillah, İslâm nimeti çok büyük bir nimettir.
Hadîs-i şerîfin öbür tarafı daha da dikkat çekici:
Bakın ne buyuruyor:
Ve men salle'l-işâe ve'l-fecre fî cemâatin. "Her kim ki o gecenin yatsı namazını ve sabah namazını cemaatle kılarsa. Kâne kekıyâmi'l-leyletin. O zaman tam bir geceyi akşamdan sabaha, yatsıdan sabaha namaz kılarak geçirmiş gibi ecir alır, sevap kazanır!"
Demek ki yatsı namazlarına camide olmaya dikkat edeceğiz, sabah namazlarını cemaatle kılmaya dikkat edeceğiz!
Yatsının tehlikesi nedir?
Evinden gelir, adamlar umumiyetle evinde olur. Evinde olur ama yorgun gelmiştir, hemen gelir gelmez; "Açlıktan ölüyorum, sofrayı kurun!" der, sofra kurulur, yemeği yedi mi bir ağırlık çöker insana, şeytan başlar çalışmaya başlar.
"Çok yoruldun, evde kılıver, çoluk çocuğun da cemaatten mahrum olmasın…"
Bak meluna, sanki cemaate çok meraklıymış gibi.
"Çoluk çocuğun da mahrum kalmasın!"
Maksadı kandırmak, camiye gidip de sevap kazanmasın. O daha büyük sevabı yaptırtmamak için daha küçük sevaba bile razı olur. Şeytanın işi öyle!
"Gitme gitme, evde kılıver, çok yorgunsun! Zaten Allah mazereti de kabul etmez mi canım; senin biraz mazeretin de var, bak ayakların şişti bugün sabahtan akşama…"
Niçin koştun?
Dünya için!
Hadi bakalım biraz da âhiret için koş.
"Gece, karanlık, yağmur yağdı, yollar biraz delik deşik, çukurlar var çamurlar var, evde kılıver çocuklar pabuçlarını yeni yıkadılar, çamurlarını sildiler, paçalarını yeni fırçaladılar, camiye gitme, gitme de gitme…" İlle sevap kazanmayacak!
Sabahleyin de ne var?
Sabahleyin uykuyu bölmek zordur. Peygamber Efendimiz söylüyor:
İnsan uyuduğu zaman şeytan gözüne bir düğüm atar, kulağına bir düğüm atar, ağzına bir düğüm atar, insanın her âzâsına düğümler. Uyku hâli zordur. Şimdi uykunun esnasında ezanı yarım yamalak duyar.
Hayye ale's-selâh.
Müezzin efendi minareden sesleniyor: "Namaza gelin! Haydin namaza, haydin felaha!"
Duyar:
"Tamam tamam, geliyorum ama sersem başım biraz açılsın, şöyle gözümü azıcık bir yumayım hemen kalkacağım…"
Gözünü kapattı mı gitti, gözünü bir kapatır kapatmaz bir daha bir açar; namaz kılınmış, güneş doğmuş, iş işten geçmiş!
"Tüh, keşke o gözümü kapatmasaydım!.."
Geçmiş ola! Bir defa aldandın ikinci sefer niye aldanıyorsun ezanı duyar duymaz niye zıplamasın? Duyar duymaz kalkacaksın! Gözünü musluğun başında ovuştur. Hatta abdest alırken insan şöyle abdestin suları göze geldi mi şeytanın düğümü çözülür, ağza su verdiğin zaman şeytanın düğümü çözülür, burnuna su verdiğin zaman şeytanın düğümleri birer birer çözülür. Abdest bittikten sonra;
"Hadi bakalım yatağa git" desen,
"Tamam, uykumu almışım, dinçim!" der.
"Abdestten evvel böyle demiyordun!.."
İşte o şeytanın oyunu!
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Yatsı namazına sabah namazına cemaate devam edin!"
Emirleri böyle, tavsiyesi böyle!
"Bizimle münafıklar arasında alâmet-i fârika sabah ve yatsı namazlarına gelivermektir. Çünkü o münafıklar o namazlara gelemezler!"
Neden?
Akşam yorgunluktan gelemez, sabah uykudan vazgeçip gelemez. İnsanın zevkini sefasını Allah yolunda terk etmesi için terbiye görmesi lazım. Nefsinin, edeplenmiş olması lazım, kuvvetlenmiş olması lazım, iradesinin kuvvetlenmiş olması lazım. İrade kuvvetli olmayınca insanlar yatı yatıverir, uyuyuverir. Ama onları yenip de yatsıyı sabahı caminde kıldığı zaman da sanki bütün gece uyumamış da yana yakıla Allah'a ibadet etmiş gibi Allah öyle sevap yazar, meleklerine öyle yazdırtır; bilmiş olasınız.
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.