İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
Öğle12:55 İkindi16:01 Akşam18:34 Yatsı19:53 İmsak05:43 Güneş07:08 İşrak07:45
Hava - Hava durumuÇok Bulutlu 19°C Nem %69
Türkçe
10 Rebi'ül-ahir 1446 13 Ekim 2024 Pazar
10 Rebi'ül-ahir 1446
İMSAK GÜNEŞ İŞRAK ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI
05:43 07:08 07:45 12:55 16:01 18:34 19:53
Giriş Yap

Orta Asya’nın kalbi: Buhara - 1

Özel Haber
Özel Haber
01.11.2021    |

Semerkand’ın ilim-irfân yuvası medreselerini, nice âlimi ebedî istirahatgâhında ağırladığı türbelerini, yemyeşil bahçelerini ve eşsiz mimârî eserlerini geride bıraktık. Ecdâdımızın Buhara-i Şerif nâmını verdiği bir başka ilim-irfân diyârına doğru yola revân olduk, bize katılmak ister misiniz? 

İnci, mavi çinili kubbe, külliye, medrese ve câmi diyârı diye anılan Özbekistan’da iki târihî şehir olan Semerkand’dan Buhara’ya hızlı trenle yahut otobüsle gelmek mümkün. 

Hızlı trene göre biraz zahmetli olmakla birlikte otobüs yolunu seçerseniz, köy ve tarlaların yanından geçip geleneksel yöntemlerle üretim yapan seramik atölyeleriyle karşılaşabilirsiniz. Burada Çini üretimini izlemek ve hediyelik eşyalar edinmek oldukça güzel bir tecrübe olabilir. Hatta bu yörelerin meşhur tandır ekmeği “non”ın hazırlanış aşamalarını seyretmek de mümkün. Ilık yeşil çay eşliğinde ikram edilen sıcak ekmeğin tadına da bakabilirsiniz. 

İpek Yolu’nun en önemli duraklarından birisi olan Buhara, çölün kıyısında bereketli toprakların bulunduğu bir vahada 2500 yıl önce kurulmuş, daha eski dönemlerden de kalıntıların bulunduğu, Semerkand’a hızlı trenle iki saat mesâfede bir şehir. Orta Asya’nın siyaset, ilim, kültür ve ticaret merkezi olarak kabul edilmiş.

İslâm medeniyetinin asırlarca en önemli ilim merkezlerinden olan Buhara, medreseleri sayesinde şöhret bulmuş, İslâmiyet’in en önemli dînî merkezlerinden biri kabul edilmiş ve bu sebeple târihî kaynaklarda “Orta Asya’nın kalbi, “Buhara-i Şerîf” ifadeleriyle yer alıyor. Bugün târihî dokusu, adım adım gezilen Orta Çağ sokakları, kültürü, sanatı, meşhur halıları ve yemekleri ile gezilip görülmeyi hak ediyor. 

Özbek atasözlerinde ata yâdigârlarını ziyâret etmenin “bir karz (borç) değil, farz” olduğu ifâde ediliyor. Ülke genelinde dört binden fazla târihî eser ve alan, Özbekistan yönetimi tarafından özel politikalarla korunmakta; temizliği, düzeni ve emniyeti sağlanmakta.

Kezâ bu şehirde medfun olan gönül dostu mürebbîler, saygının ve özenin en büyüğünü hak ediyor. Buhara ziyaretimizin başında her biri Buharalı olan ve doğdukları semte nisbetle anılan silsîle-i âlîyye büyüklerinden, sırasıyla Abdülhâlık-ı Gücdüvânî (ks), Ârif-i Rivgerî (ks), Mahmud İncir-i Fağnevî (ks), Ali Râmitenî (ks), Muhammed Baba-es Semmâsî (k.s)’yi türbelerinde ziyârette bulunmak bir huzur ve mutluluk kaynağı. 

Buhara'nın kuzeyinde, şehir merkezine 45 km uzaklıktaki Gücdüvân Kasabası'na hareket ediyoruz. 

Gücdüvân ve civarında mânâ iklimi

1220 yılında Gücdüvân’da doğan ve burada medfun gönül dostu âlim Abdülhâlık-ı Gücdüvânî’nin (ks) üzerinde durduğu meşhur ilmî ve edebî düsturlar hatırımıza geliyor:

Hûş der-dem (her nefeste gafletten uzak durmak), sefer der-vatan (beşerî sıfatlardan sıyrılıp ilâhî sıfatlarla muttasıf olmak), nazar ber-kadem (yürürken bakışlarını ayağından ayırmamak), halvet der-encümen ( halk ile beraberken gönlü Hak ile meşgul etmek), yâdkerd (Allah’ı hem dil hem kalbi ile hatırlamak), bâzgeşt (ilahi maksadı hatırlamak ve rızayı istemek), nigâhdâşt (meşguliyet verecek düşünceleri def etmek) ve yâddâşt (kalbi uyanıklığı sürdürmek).

Abdulhalik Gucduvani kabri

Timurlu âlimi ve hükümdârı Uluğbey’in 15. asırda inşâ ettirdiği üç medreseden biri, tam da Abdülhâlık Gücdüvânî’nin kabrinin önünde yer alıyor. Eşsiz mîmârîsiyle medresenin stratejik olarak buraya yerleştirilmesi ilmî ve mânevî faaliyetleri bir bütün içinde yürütmek gibi anlamlı bir mesaj da veriyor. 

Gücdüvânî’nin yetiştirdiği gönül dostu âlim Muhammed Ârif Rîvgerî (k.s.) Gücdüvân’a 7 km mesâfedeki Rîvger köyünde doğmuş, ilim-irfân faaliyetlerini burada yürütmüş, 1237’de yine burda vefât etmiş ve kabri burada bulunuyor. Onun türbesini de ziyâret ettikten sonra Gücdüvân’a aynı mesafede bir başka muhite geçiyoruz. 

Mahmud İncir-i Fağnevi (ks), Vâbkîne (Vobkent) kasabasının İncirfağne köyünde doğmuş, Rîvgerî’den öğrendiği ilim-irfân faaliyetleri yanı sıra sıvacılık mesleğini icra etmiş, 1315 yılında vefât edip buraya defnolunmuş. Buhara şehir merkezine ve Vobkent’e yarım saatlik eşit mesafede bulunan Râmiten köyünde doğan Ali Râmitenî (ks), Hâce Mahmûd-i İncirfağnevî’nin yetiştirdiği, helâl lokma kazanmak için dokumacılık mesleği icrâ eden, Ahmed Yesevî ve Seyyid Ahmed Atâ ile de görüşen, 1321’de vefâtının ardından aynı muhitte defnedilen âlim.