İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
Öğle12:58 İkindi16:12 Akşam18:48 Yatsı20:07 İmsak05:30 Güneş06:55 İşrak07:34
Hava - Hava durumuAçık 17°C Nem %72
Türkçe
19 Rebi'ül-evvel 1445 4 Ekim 2023 Çarşamba
Giriş Yap

Ağva’nın şiiri Göksu

Özel Haber
Özel Haber
02.10.2022    |

Göksu, İstanbul’un bir ucunda Karadeniz’e dökülen bir ırmak; konuklarına esin kaynağı oluyor.

Su kaplumbağaları güz güneşini gördüklerinde, sudan çıkmış ölü ağaç gövdelerinin üzerine sevinçle tırmanıyorlar. Göksu’nun kıyısındaki ağaçlar sonbaharın şarkısını söylemeye başladı çoktan. Ama yine de yapraklar sararmamakta direniyorlar. 

Karadeniz fırtınalara hazırlanırken, onunla buluşmak için doğan Göksu’nun kıyısı hâlâ büyük bir dinginlik yaşıyor.

Ağva’da ilk dikkatimizi çeken coğrafyanın bu zıtlığı olmuştu: Bir yanda köpükler saçan dalgalarıyla hırçın Karadeniz, öte yanda dalgın dalgın akan yeşil bir akarsu; Göksu ve su kıyısına dizilmiş, doğal dokuyu bozmayan ahşap konaklama tesisleri.

Ağva, yıllar önce küçük bir balıkçı kasabası iken, bugün İstanbulluların kaçış noktası haline geldi. Sonbahar onlar için Göksu’ya dökülen yaprakların arasında deniz bisikletiyle yapacakları lirik bir gezi, kırmızıya dönmüş sarmaşıkların arasında kahve içerken dinlenen bir ezgi ya da teknelerden yeni indirilmiş balığın pişirilirken çıkarttığı o leziz koku. 

Ağva, bir yanına Yeşilçay’ı, diğer yanına Göksu’yu almış İstanbul’un kuzeydoğusundaki son noktalardan biri. Adını da coğrafi konumuna borçlu.

‘Ağva’ sözcüğünün kökü Latince’de ‘iki dere arasındaki yer’ anlamına geliyor.