İletişimin gelişen teknoloji ile çeşitlendiği günümüz dünyasında ebeveynler ve çocukları arasındaki iletişimde zorluklar yaşanabiliyor. Peki bu iletişim, nasıl daha sağlıklı hale getirilebilir?
AKRA’da yayınlanan Aynadaki İnsan programına konuk olan Uzman Psikolojik Danışman Mürşit Ekmel Aybek, günümüz dünyasında çocuk olmayı ve ebeveyn ilişkileri tanımlarken dünün anne babası ve bugünün anne babası üzerine farklıklara değindi.
Bugünün dünyası nedir?
Bugünün anne babalarının, çocuklarını anlamakta, yönetmekte güçlük çektikleri kaygılarla birlikte iletişim kurmakta zorlandığı görülüyor.
Dünya tarihine baktığımızda hiçbir dönem bu kadar hızlı değişmemiş ve dönüşmemiş. Dünün anne babası ve bugünkü arasında farklılıklar var.
Biz geçmiş yüzyılın çocuklarıyız bugünkü çocuklar da bu yüzyılın çocukları.
Bizler, sokakta, toprakta, köyde, mahallede büyüdük. Bugün daha steril daha düzenli planlanmış ortamlarda yaşıyor çocuklar, şimdi biz de bu çerçevedeyiz.
Öyle ki yaşadığımız apartman kutusundan servis aracı kutusuna biniyor oradan da sınıf kutusuna giriyor çocuklarımız.
Bugünün dünyasında ebeveyn olmak
Bizler belki daha problemli, zor ama doğal bir ortamda yetiştik. İnsan ilişkileri daha yoğundu; şefkat, merhamet duyguları yaşanmaktaydı. Bunlar sosyal ortamımızı değerli kılıyordu.
Bugünkü tasarlanmış hayatta, sosyal hayattan kopuş; büyük aileden küçük aileye geçişle daha dar kapsamlı bir yapıdayız.
Dünün anne babalarının öğrencilik yıllarında, ders, ödev takibi bu kadar yoğun değildi, bugün ise çocuklarımızı adeta nefes aldırmayacak ölçüde, evde, okulda kontrol ederek sürekli baskıladığımız, kalıba sokmaya çalıştığımız bir denklem var. Dolayısıyla çocuklarla olan iletişimimizle algılar ve dengeler değişiyor ve zorlaşıyor.
Bugünün dünyasında ebeveyn çocuk iletişiminin zorluk ve kolaylıkları nelerdir?
Günümüz tasarlanmış hayatı, belli bir konfor, kolaylık sağlıyor ama hayatın işleyişine aykırı bir zemin aynı zamanda.
Doğal hayattaki zorluk ve problemler kişinin gelişmesine, bununla baş etmesine, kendine olan güveni inşa etmesine katkı sağlıyor.
Ancak bugünün konfor hayatında problemlerin minimize edildiği, her şeyin en iyi şekilde çözülebildiği ortam olunca çocuklarımız daha güçsüz yetişiyor. Problemlerle karşılaştıklarında bununla baş edebilme noktasına zayıf olabiliyorlar.
Bunun ne kadar dışına çıkabilirsek çocuğun ilgi, yetenek ve merakını ortaya çıkarabilecek etkinliklere yönlendirebilirsek bu kalıbı o kadar esnetebiliriz.
Aile ve akraba ilişkileri de bu kalıbı esnetir.
Günümüz anne babaların şikâyeti, çocuklarının sosyal olmadığı, içe kapanık olduğu yönünde. Baktığımızda temel nedeni, gençler, çocuklarımız steril hayatın kalıbın, içinde belli bir düzendeler ve bundan çıkamıyorlar.
Aile, bayram, akraba gibi ziyaretler varken çocuğa, ‘sen otur, sen ödevini yap, testini çöz’ deyip kendi elimizle çocuğu sosyal hayattan koparıyor ve gelişimlerini engelliyoruz.