Dünya nüfusu hızla yaşlanmakla beraber kronik hastalıklar da hızla artmakta. Tıbbi imkanların artmasıyla ömür nispeten uzamakta, ancak sağlıksız beslenme modelleri, sigara bağımlılığı, obezite, çeşitli toksik maddelerin gıdalara ve solunuma karışması, kirli havaya maruziyetin artmasıyla beraber kanser, diyabet, hipertansiyon gibi kronik hastalıkların artması, uzun ömürle beraber başkasına bağımlı ve sağlıksız olarak yaşanan yılları da artırmaktadır.
Kronik hastalıklarla süregelen sağlık sorunları
Başta kanser olmak üzere diğer kronik hastalıklarda hastalıkların kendisinden değil yol açtığı sağlık sorunları dolayısıyla hastaların hayat kalitesi düşmektedir.
Kanser hastalığında ağrı, depresyon, beslenme bozuklukları, solunum sıkıntısı; diyabet hastalığında nörolojik sorunlar, dolaşım sorunları, diyabetik yaralar; KOAH hastalığında solunum sıkıntısı; inme hastalarında nörolojik fonksiyonlarda kayıp, yatağa bağımlılık, bası yaraları; Alzheimer hastalarında hafıza kaybı ve ileride yaşanan beslenme ve solunum bozuklukları gibi sağlık sorunları bunlara örnek olarak verilebilir.
Hasta yakınları da etkileniyor
Diğer yandan bu uzun süreli hastalıkların tedavisi ve bakımı esnasında hastaya bakım veren ve hastayla aynı ortamda yaşayan ailesi de hem fiziksel hem de psikososyal ve ekonomik sorunlarla baş başa kalabilmekte.

Palyatif bakım ne anlama geliyor?
Bireylerin hayat kalitesini bozan bu semptomlara (belirtilere) bütüncül bir anlayış içinde, hasta ve yakınlarının hayat kalitesini artırmaya yönelik olan yaklaşımların tümüne birden palyatif tıp veya palyatif bakım adı veriliyor.
Palyatif tıp, gerçekten bütüncül bir yaklaşımdır ve multidisipliner bir sağlık hizmeti gerektirir. Bu yaklaşımın merkezinde hasta ve yakını bulunmaktadır.
Palyatif bakım sürecinde kimler görev alıyor?
Muldisipliner yaklaşım içinde hekim, hemşire, diyetisyen, psikolog, fizyoterapist, manevi destek uzmanı, sosyal hizmet uzmanı gibi gerekli sağlık profesyonelleri yer alıyor.
Böylece hem hastanın hem hasta yakınının bu uzun süreli sağlık sorunu esnasında ağrı ve benzeri fiziksel belirtilerin yanı sıra beslenme bozuklukları, uyku bozuklukları, psikolojik sorunlar, sosyal gereksinim ve sorunlar, varoluşsal ve manevi sorunlar ele alınarak kişilerin tedavi imkanı bitse dahi belirtilerinin hafifletilerek veya giderilerek kişilerin ümitsiz ve çaresiz hissetmemeleri sağlanır, hayatın içinde ve hayatla barışık kalmalarına yardım edilir.

Kültürümüzden gelen yardımseverlik örneği
Palyatif bakımın aslında kültürümüzde de yer aldığını belirten Doç. Dr. Hilal Özkaya, “Kültürümüze bakarsak, hastalarımıza yaklaşımda, hastaya ısrar edilmeden beslenmesini sağlamak, hastaya ve yakınlarına psikososyal destek ve manevi destek sunmak gibi uygulamaların kültürümüze zaten nakış nakış işlendiği görülmekte.
Bu nedenle palyatif bakım, tıbbi gerekli müdahaleleri yapmanın yanında, hastayı anlamak, psikososyal sorunlarına da eğilmek, hastayı ve ihtiyaçlarını insanlık şerefine uygun şekilde biricik görerek biricik çözümler bulmak gibi yaklaşımla kültürümüze de çok uyan, bütüncül bir sağlık hizmetidir” dedi.
Ülkemizde çeşitli hastanelerde palyatif bakım hizmetinin verildiğini belirten Özkaya, bu hizmetin hem evde hem kurumsal bakım evlerinde veya diğer sağlık merkezlerinde de uygulanması beklenmekte ve gerekmekte olduğunu kaydederek şunları söyledi:
“Ayrıca palyatif bakım hizmeti sadece bu birimlerde çalışan sağlık profesyonelleri tarafından verilmemeli, bir anlayış ve felsefe olarak tüm sağlık birimlerinde uygulanması gerekmektedir. Böylece hastanın hastalığının tedavisi yanında, sağlığıyla ilgili tüm psikosoyal ve manevi sorunlarına da çözüm bulunarak iyilik hali oluşturulabilmelidir.”
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.