Akran zorbalığının faili olan çocuklar da aslında zorbalığa maruz kalan çocuklar gibi mağdur. Bu çocukların çoğunun travma, ihmal ya da değersizlik hissi gibi sorunlar yaşadığı belirtiliyor.
Bu konuda ailelere önemli görevler düşüyor. Ailelerin çocuklarla her gün birkaç dakika bile olsa gününün nasıl geçtiğini konuşması önemli.
Akran zorbalığı nedir?
Fiziksel şiddet, sosyal mecralardan tehdit, hakaret, lakap takmak, dalga geçmek gibi davranışları içeren akran zorbalığı her geçen gün artıyor. Uzmanlar, sorunun temelinin çocuğun ilk yetiştiği yer olan ailede başladığına işaret ederken, çocuğun duygularının ciddiye alınmasının önemine dikkat çekiyor.

Uzman Psikolog Sibel Cesur Akyunak, şunları kaydediyor: “Bu çocukların çoğu, kendi yaşantılarında bir tür travma, ihmal, değersizlik ya da kontrolsüzlük hissi yaşıyor olabilir. Zorbalığın temel nedeni çoğunlukla güç ve kontrol arayışıyla birlikte gelişen duygusal yetersizliklerdir. Kendini değersiz hisseden çocuk, başkalarını ezerek değerli olduğunu kanıtlamaya çalışabilir. Bu yetersizliklerin kökeni ise aile yapısı, toplumsal normlarla yakından ilişkili.”
Ailelere düşen görevler neler?
Akyunak, sorunun çözümünde ailelere birçok görev düştüğünü aktarıyor: “Çocuğun duygularını ciddiye almak, onu anlamaya çalışmak çok kıymetli. Aile içinde empati, saygı, farklılıklara hoşgörü gibi değerler sık sık konuşulmalı ve model olarak gösterilmeli. Her gün birkaç dakikalık bile olsa, gününü nasıl geçirdiğini konuşmak, çocuğun yaşadığı sıkıntıları fark etmeye yardımcı olur. Çocuğun davranışlarında ani değişiklikler, içe kapanma, okuldan kaçınma, öfke patlamaları gibi işaretler dikkatle izlenmeli.”
Milliyet