Türkiye hızla yaşlanıyor ve bu demografik değişim beraberinde ciddi sağlık tehditlerini de getiriyor. Uzmanlar, yaşlılık döneminde en sık karşılaşılan iki önemli sorun olan depresyon ve Alzheimer hastalığı, hem bireyler hem de toplum için alarm veriyor. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de her 100 yaşlıdan 16’sı depresyonla mücadele ediyor. Ancak bu durum çoğu zaman “yaşlılığın doğal hali” gibi görülerek göz ardı ediliyor. Oysa uzmanlar, ihmal edilen depresyon vakaları zamanla demansa ve Alzheimer’a zemin hazırlayağını söylüyor. Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu’na göre, toplumda yaşlıların sessizliğe bürünmesi, hayattan çekilmesi çoğu zaman olağan karşılanıyor.
Kulaksızoğlu, yaşlı bireylerin üretmeye, sosyalleşmeye ve yaşamdan keyif almaya devam etmelerinin hem zihinsel hem de bedensel sağlık açısından büyük önem taşıdığını vurguluyor. Prof. Dr. Kulaksızoğlu, “70-80 yaşındaki bireyler de en az 50-60 yaşındaki insanlar gibi hayatın içinde olmalı. Gezmeli, gülmeli, üretmeli, hayatla bağını koparmamalı. Sessizce köşesinde oturan yaşlıyı normal görmek büyük bir hata” diyor.
Depresyona zemin hazırlıyor
“Beyindeki değişimler ve yaşam olayları depresyona zemin hazırlıyor” diyen Prof. Dr. Kulaksızoğlu, şunları anlattı: “Hem beyin kimyasındaki bozulmalar, beyindeki küçülme ve yıpranmalar, hem de tüm hayat boyunca gelişen psikolojik travmaları yer alıyor. Eş kaybı, sağlık sorunları, aile içi ilişki sorunlar, doğal afetler, maddi kayıplar gibi olayların yanı sıra, diyabet, tiroid problemleri, kansızlık, kanser ve parkinson, inme gibi nörolojik hastalıklar ayrıca görme ve işitme kaybı gibi fiziksel hastalıklar da depresyonu tetikleyebiliyor.”
İyi tedavi edilmezse...
Türkiye’de yapılan 1000 kişilik bir çalışmada yaşlılık depresyonu sıklığı yüzde 16 olarak saptandı. Prof. Dr. Kulaksızoğlu, şunları söylüyor:
“Yaşlı bireylerde gözden kaçan ya da iyi tedavi edilemeyen depresyon Alzheimer demansı gibi hastalıklarında gelişimine zemin hazırlar. Depresyon yaşayan yaşlı kendini günlük hayattan çeker içine kapanır yürümek istemez, hareket emez yemek yemez kendini ihmal eder. Bu da birçok fiziksel hastalığın kötüleşmesine neden olur.
Plan yapmalı
Orta yaşlardan itibaren plan yapmalı, ileri yaşlarda ne yapacaklarına dair düşünmeli, hobiler, sosyal ilişkiler ve fiziksel aktiviteler geliştirmeli. Emeklilik sonrası ne yapacağını bilemeyip boşluğa düşen çok var. Oysa yaşlılık da plan gerektirir. Tahta oymak, örgü örmek, gibi hobilerin olması, aile veya dostlarla sık vakit geçirmek, spor ve hareketi ihmal etmemek sağlıklı bu dönem için önemli.”
Günde 45 dakika yürümeli
“Orta yaşlardan itibaren yapılan düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve hastalıkların iyi takibi zihinsel olarak aktif olmak depresyonu önlemede önemli.Günde 40-45 dakikalık yürüyüş, hafif plates gibi aktiviteler, ve sosyal hayatı devam ettirmek de önemli.”
‘Zaten yaşlı’ dememeli
Depresyonun belirtileri arasında mutsuzluk, hayattan keyif alamama, uykusuzluk, iştahsızlık, ilgi kaybı gibi durumların olduğunun altını çizen Prof. Işın Baral Kulaksızoğlu “Zaten yaşlı, böyle olması normal’ demenin tehlikeli olduğu uyarısı yaptı. Kulaksızoğlu, “Bu yaklaşım hem depresyonun ilerlemesine hem de demans ve Alzheimer riskinin artmasına neden olur” diyor. Prof. Kulaksızoğlu, yaşlılık depresyonunun tedavisinin mümkün olduğunun altını çizerek, yaşlıların psikiyatri desteğinden çekinmemeleri gerektiğini vurguluyor: “Bu bir kader değil. Yaşlılık depresyonunu başarılı şekilde yönetmek mümkün. Yaşlılık dönemi de mutlu ve keyifle geçirilmesi gereken bir yaşam evresidir.”
‘Yalnızlık riskini artırıyor’
Sosyallik, Alzheimer’dan korunmanın bir diğer önemli unsuru. Prof. Bilgiç, yalnızlıkla mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizerek, “İnsan sosyal bir varlıktır. Sosyal hayattan kopmuş, izole yaşayan bireylerde Alzheimer riski ciddi şekilde artıyor. Özellikle yalnız yaşayan yaşlıların sayısı Türkiye’de giderek artıyor. Bu çok ciddi bir risk faktörü. Bu noktada belediyelere ve yerel yönetimlere büyük görev düşüyor. Sosyal hayatın içinde olmak, insanlarla vakit geçirmek, zihinsel uyarım sağlayan aktivitelerde bulunmak Alzheimer’dan korunmak için çok etkili. Tersine, yalnız ve izole bir yaşam tarzı, riski ciddi şekilde artırıyor. Yaşlı bireylerin sosyal hayata katılımını artırmak için kurslar, etkinlikler ve sosyalleşme projeleri geliştirilebilir.”