İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
Yatsı22:15 İmsak03:39 Güneş05:31 İşrak06:16 Öğle13:06 İkindi17:04 Akşam20:31
Hava - Hava durumuHafif Yağmurlu 17°C Nem %88
Türkçe
28 Zilka'de 1446 25 Mayıs 2025 Pazar
28 Zilka'de 1446
İMSAK GÜNEŞ İŞRAK ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI
03:39 05:31 06:16 13:06 17:04 20:31 22:15
Giriş Yap

04.00.0000 - Allahın Seveceği Kullar

Ramazan Sohbetleri

Bismillâhirrahmânirrahîm.

Elhamdülillâhi Rabbi'l-âlemîn. Alâ külli hâlin ve fî külli hîn. Alâ ni’amihi’z-zâhireti ve’l-bâtınah. Ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ ve senedinâ ve üsvenite’l haseneti Muhammedini'l-Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebi’ahû bi-ihsânin zevi’s-sıdkı ve’l-vefâ.

Emmâ ba'd:

Çok aziz ve muhterem kardeşlerim;

Allah’ın celle celalühü selamı, rahmeti, bereketi, ihsanı, ikramı üzerinize olsun. Rabbimiz sizleri, sevdiklerinizle beraber dünya ve ahiret saadetine nail eylesin. Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.

Allahu Teâlâ Hazretleri, Kur’an-ı Hakimin’de buyuruyor ki;

Bismillahirrahmanirrahim.

قل ان كنتم تحبون الله فاتبعوني يحببكم الله ويغفر لكم ذنوبكم والله غفور رحيم

Kul in küntüm tühıbbünellahe fe’t-tebi’ûnî yuhbibkümüllahü ve yağfir leküm zünûbeküm vallâhü ğafuru’r-rahîm. [1]

Sadakallahu'l-azîm.

Meali şöyle;

Ey Resulüm! Muhataplarına, müminlere, ilgililere söyle. Söyle ki; eğer onlar Allah’ı seviyorlarsa, onlara de ki; siz Allah’ı seviyorsanız bana tâbi olun da Allah da sizi sevsin. Bana tâbi olun da Allah da sizi sevsin. Ve günahlarınızı afv u mağfiret eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri çok mağfiret edicidir, çok merhamet edicidir, rahmeti çok geniştir.

Bu ayeti kerîmeden ve emsalinden biliyoruz ki, Allah’ın rızasını kazanmanın yolu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize, ittibâ etmektir. Resulullah’a uymaktır, Resulullah’a tabi olmaktır. Resulullah’ın sözünü tutmaktır, Resulullah’ın izinden yürümektir. Resulullah’ın sünneti seniyyesini, ihya eylemektir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin, tavsiyelerini tutmaktır, emirlerini tutmaktır, yasaklarından kaçmaktır.

Allah, ancak böyle yaparsa bir kulu sever.

Bidat ehlinin, sünnete uymayanların, dinde kendi başına gidenlerin, burnunun doğrultusuna gidenlerin, kendi kısa aklının, yanlış aklının, yanlış felsefesinin, yanlış düşüncesinin, yanlış hayat görüşünün, yanlış malumatının gösterdiği istikamette kendi bildiği gibi gidenin, dinde yeni bir şey ortaya çıkaranın, Resulullah’ın koymadığı, Resulullah’ın tavsiye etmediği bir yol, bir çizgi, bir işaret, bir istikamet takip edenlerin Allah; velev ibadet ehli olsalar bile farzını, nafilesini, namazını, orucunu, haccını, zekatını, sadakasını, hayrını, hasenâtını kabul etmez.

Onun için insanın, her şeyden önce yaptığı şeyin Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin sünnetine uygun olup olmadığına dikkat etmesi lazım.

Yunus Emre’nin güzel bir sözü var;  

“Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil”

Diyor.

Başka milletlerde, başka ümmetlerde, başka kavimlerde, başka dinlerin sâlikleri de elini yüzünü yıkıyor, abdest alıyor. Başka dinlerin sâlikleri de namaz kılıyor veya kendine göre eğiliyor kalkıyor veyahut kendine göre secde ediyor, ibadet ediyor. Kıymeti yok. Yol Allah’ın elçisinin gösterdiği yol.

Çünkü, Allah onu bize yolu göstersin diye göndermiştir. Yanlış yolara insanlar tâbi olmasın, diye göndermiştir. Dünya üzerinde insanlar ne kadar çoksa akıllar o kadar çoktur, yollar o kadar çeşitlidir ama bir tek yol doğrudur. İslam yolu doğrudur. Allah’ın elçi göndererek, kitap indirerek müminlere gösterdiği yol doğrudur. Allah’ın razı olduğu din İslam dinidir.

اِنَّ الدّ۪ينَ عِنْدَ اللّٰهِ الْاِسْلَامُ۠

İnne’d-dîne ‘ındellâhi’l-islâm. [2] Allah indinde makbul olan din, İslam dinidir.

Gerisi?

Gerisi yığındır, kalıntıdır, harabedir. Aslı olsa bile, şimdi harabedir. Bir peygamber tarafından getirilmiş olsa bile, bir kitap tarafından bildirilmiş olsa bile hükmü geçmiştir.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki;

Vallahi Musa aleyhisselam sağ olsaydı, bana tâbi olurdu. İsa aleyhisselam sağ olsaydı, Peygamber Efendimize tâbi olurdu. Gelecek ve tâbi olacak. Kıyamette, ahir zamanda gelecek ve Peygamber Efendimize tâbi olacak.

Onun için biz Müslümanlar, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin yolundan yürümek mecburiyetindeyiz, Allah’ın rızasını istiyorsak. Emeklerimizin zayi olmamasını istiyorsak, kaş yapalım derken göz çıkartmamak istiyorsak, tutalım derken kırmamak istiyorsak, mutlaka Resulullah Efendimizin yolunca gitmeliyiz.

Bir arabayı kullanırken, o fabrikanın arabanın içine koyduğu kullanma talimnamesini takip etmiyor muyuz?

Bir ülkede yaşarken o ülkenin trafik kanunlarına vesairesine uymak zorunda kalmıyor muyuz?

Allahu Teâlâ Hazretlerinin rızasını kazanmak için de Resulullah’ın yolundan yürümek lazım. Allah’ın sevgisi böyle kazanılır. Allah, Resulullah’a tâbi olanları sever. Allah’ın sevgili kulu olmanın yolu; Peygamber Efendimizin izinden yürümektir, yolunda yürümektir. Hem kendimiz yürüyeceğiz hem de sorumluluğumuz altında olan, yükümlülük bizim omzumuza yüklenmiş birtakım kimseler var, onları da o yola sevk edeceğiz. Hanımlarımızı da çocuklarımızı da, torunlarımızı da, sözümüzün geçtiği kimseleri de Resulullah’ın yoluna sevk edeceğiz. 

Bu nasıl olur?

Her gün Müslüman, bir ayet bir hadis öğrenecek. Her gün bilgisine bir bilgi katacak. Yolda gelirken konuştuk ki; İstanbul Erenköy’de oturan bir doktor karşı yakadaki işine sabah akşam gelirken giderken, yarım saat tren yolculuğu yarım saat vapur yolculuğu var. Bu yolculuk esnasında vaktini boş geçirmemek için yanına Kur’ân-ı Kerîm’in sayfaları almak ve onları çalışmak suretiyle, işine gelip giderken doktor olmuş olduktan sonra, hafız da olmuş. Doktor olduktan sonra da hafız olmuş. Zamanı değerlendirdiği için. Büyük İslam meşhuru, tabibi, hekimi İbn Sina her gün iki saat çalışarak muazzam eserlerini meydana getirmiş.

Onun için biz de her gün bir ayet, bir hadis, birkaç hadis öğreneceğiz. Hem kendimiz okuyacağız hem de daha iyi öğrenmek için bir deftere yazacağız. Bir defterimiz olacak, olsun. Olsun diye söylüyorum, belki yok şu anda ama bir defteriniz olsun o günün tarihini atın, besmeleyi yazın, altına bir ayeti kerîme yazın, altına bir hadisi şerif yazın. Bir senede üç yüz altmış beş ayet öğrenmiş olursunuz, üç yüz altmış beş hadis öğrenmiş olursunuz. Eğer iki tane olursa 700 olur, 700 küsür olur. Üç tane olursa şu kadar olur, dört tane olursa bu kadar olur, beş tane olursa bu kadar olur.

Muntazam çalışan kazanır, zamanını zayi eden kaybeder.

Sözlerin en güzeli, Allah’ın kelamıdır. Ondan daha güzel, daha doğru söz olamaz. En güzel söz Kur’ân-ı Kerîm’dir. İlahi kelamdır, Allah’ın kelamıdır. Esrarının sonu yoktur. O okyanusun dibini kimse bulamadı, kenarına kimse erişemedi, öbür kenarına kimse ulaşamadı. Öyle engin bir ummandır ki; Kur’ân-ı Kerîm, bir deryadır ki ne öteki kenarını bulan var ne de dibini bulan var. Ama içi inci dolu, mücevher dolu. Dalan çıkartır, dalan çıkartır ve istifade eder.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de beşer sözlerinin en güzelidir. U’tîtü cevâmi’u’l-kelim buyuruyor, Peygamber Efendimiz. Bana Allahu Teâlâ hazretleri, az söz ile çok mana ifade etme kabiliyeti bahşetti, hikmetli söz söyleme nasip etti. Her şeyin yerli yerince, her sözü Allahu Teâlâ Hazretlerinin ilhamı ile onun rızasına uygun.

وَمَا يَنْطِقُ عَنِ الْهَوٰىۜ ﴿٣﴾ اِنْ هُوَ اِلَّا وَحْيٌ يُوحٰىۙ

Ve mâ yentiku ‘ani’l-hevâ. İn hüve illâ vahyün yûhâ. [3]

Resulullah heva-ı nefsinden, kendi aklından konuşmaz.

Desteksiz, asılsız, kaynaksız, Allah’ın emri işareti olmadan, konuşmaz.

Onun söyledikleri hep Allahu Teâlâ Hazretlerinin vahyine dayanır.

Kur’ân-ı Kerîm vahy-i metluvdur, hadis-i şerif vahy-i gayr-i metluvdur. Yani birisi ayrılmıştır, Kur’an-ı Kerîm diye öyle bildirilmiştir, mushaflara yazılmıştır, ötekisi de Allah’ın terbiye etmesiyle; eddebenî rabbî fe-ahsene te’dîbî. Beni rabbim yetiştirdi, terbiye eyledi ve ne güzel terbiye eyledi dediği gibi, ilahi mektepten öğrenmiş olduğu hakikatlerin ifadesidir.

Abdest alırken sakalının alt tarafına su gitsin diye avucuna alıp şöyle sakalının içini karıştırıyor da; hâkezâ emeranî rabbî diyor. Rabbım bana, böyle yapmamı emretti diyor.

Kur’ân-ı Kerîm ayetinde sakalının içine, avucun içine su alda böyle karıştır diye bir ayet olmadığına göre anlıyoruz ki öteki şeyleri de Allahu Teâlâ Hazretleri ona öyle emrediyor, bildiriyor. Her sözü, her işi hikmetli.

Hatta Resulullah Efendimizin, sevgili kardeşlerim sükutu bile hikmetlidir. Sükutu da takrîrî sünnettir.

Ne demek takrîrî sünnet?

Resulullah Efendimiz yanında birisi bir şey yaptığı zaman sükût etmişse, demek ki o işin yapılmasında mahsur yok da ondan sükût etti.

Eğer bir mahsur olaydı, durur muydu Resulullah Efendimiz?

Söylerdi, yanlış yaptın derdi, yanlış yaptınız, uygun olmadı derdi, söylerdi, ikaz ederdi, irşâd ederdi. O bakımdan sükutu da güzeldir kelamı da güzeldir.

Sözlerini ciltler almıyor, ciltlerle yirmi cilt, otuz cilt, yüz cüz binlerce binlerce, milyonlarca hadis-i şerif. Her birisi de ayrı, gül bahçesinden ayrı bir çiçek. Gül bahçesinden bir başka değişik kokulu, bir başka güzel renkte, bir başka güzel görünümde, bir başka hikmet. Her sözü güzel.

Peki üniversitede okumadı, diploması yok, hocası yok, babası kendisinin doğmasından evvel vefat etmiş, annesinin yanında, amcasının himayesinde, dedesinin yanında yetişmiş, öyle bir yetim, bu kadar hikmetli sözleri nerden öğrenmiş?

İlahi mektepten öğrenmiş. İlahi menşeiden olmasa, onlar o söylenmezdi, o ciltler dolusu kitaplar söylenmezdi.

Bir insanı bir kürsüye çıkartsanız, konuş bakalım deseniz, bir saat konuşur, iki saat konuşur üç saat konuşur, sonra sermayesi tükenir. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin bir sözünü yazmak için, bir sözünü anlatmak için ciltler dolusu yazsan, o kadar öz konuştuğu halde, o kadar kısa konuştuğu halde bitmiyor.

O bakımdan sevgili kardeşlerim, muhterem kardeşlerim, söz verin, kendi kendinize söz verin, prensip kararı alın her gün Allah’ın kelamından kitabından bir ayet iki ayet üç ayet öğrenin, her gün Allah’ın Resulünün mübarek sözlerinden, hadislerinden bir hadis, iki hadis, üç hadis öğrenin, bunu evinizde hanımınızla da müzakere edin, çocuklarınızla da yemek esnasında, yemekten sonra, çay içerken toplandığınız zaman müzakere edin, seneler geçtikçe birikir. Kısa zamanda hakikatli bir alim olursunuz, bir bilgin olursunuz. Allah’ın emirlerini yasaklarını bilirsiniz, hata işlemezsiniz. Allah’ın dinini yayanlardan olursunuz. Allah sizi mahşer günü alimler zümresine alır, alimlerin arasına alır. Arşı Âlâ’nın gölgesinde gölgelendirir, nurdan mimberlere çıkartır.

O bakımdan söz verelim, söz verin, Peygamber Efendimizin hadislerinden her gün bir miktar öğrenin.

Keşke kalemleriniz olsa defterlerinize yazsanız.

Ebu Said hazretlerinden radıyallahu anh rivayet olunduğuna göre, kura ile size okumam için açtığım sayfadan çıkan hadis-i şerifte, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bakalım ne buyurmuş?

Birinci hadis-i şerif.

إِنَّ اللهَ لَيَضْحَكُ إِلَى ثَلَاثَةٍ: الصَّفُّ فِي الصَّلَاةِ، وَالرَّجُلُ يُصَلِّي فِي جَوْفِ اللَّيْلِ، وَالرَّجُلُ يُقَاتِلُ خَلْفَ الْكَتِيبَةِ. هـ عَنْ أَبِي سَعِيدٍ.

Kâle Resulullahi sallallahu aleyhi ve selleme innellâhe le-yadhakü ilâ selâsetin es-saffi fi’s-salâti ve’r-raculi yusallî fî cevfi’l-leyli ve’r-raculi yukâtilu halfe’l-ketîbeti.

Birinci hadis-i şerif bu.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki;

Allah celle celalühü üç kimseye tebessümle bakar, güler, rıza gözüyle bakar o kuluna.

Allah bir kuluna tebessüm etti mi, güldü mü razı olacak demektir, mükafat verecek demektir, lütfuna erdirecek demektir, rahmetine gark edecek demektir, seviyor demektir.

Kimdir bunlar?

es-Saffi fi’s-salâti. Namazda safta duran kişiye.

O safa bakar memnun olur, razı olur, hoşnut olur, tebessüm eder güler Allahu Teâlâ Hazretleri.

Neden?

Kul, el pençe divanı ilahiye durmuş, Rabbının huzurunda, el pençe ayakta duruyor, rükuya varıyor, secdeye varıyor, o temiz alnını yerlere koyuyor. Ya Rabbi! Sen büyüksün, ben senin kulunum, beni sen yarattın, benim sana kulluk borcum var, bana sen nimetleri verdin, benim sana şükretmem lazım diye ibadetini yapıyor, yaradanını biliyor, kendisini rızıklandıranı biliyor, kendisine nimetleri bahşedeni biliyor, sahibini biliyor, kâinatın mutasarrıfını biliyor, güç kuvvet sahibini biliyor, nimetlerin kaynağını biliyor da O’na ibadet ediyor. Allah bu kulu sever.

Allah bizi namazdan, kulluğundan, niyazdan, rızası yolundan, ibadetten, taatten, imandan, İslam’dan ayırmasın.

Öbür kardeşlerimiz, anaları babaları Müslüman olan kardeşlerimiz, Türkiye’den gelmiş kardeşlerimiz, bizim camilerimize kayıtlı olan, bizim camilerimize namaza gelen, bizim camilerimizde vaaz dinleyen kardeşlerimizin yekûnu, hiç meşrep farkı gözetmeden yani şu grubun camisi ,bu grubun camisi diye ayrım yapmadan, ehl-i kıbledir, Müslümandır, namaz kılıyor, La ilahe illallah diyor, Allah’ın varlığını, birliğini kabul etmiş diye hiç ayrım yapmadan karşımızdaki Müslümanlar, muhterem kardeşlerim Diyanet camileri dahil, öteki camiler dahil, Arapların ki dahil, başka kimseler dahil onda biri değil. Onda biri değil.

Onda biri Allah’a ibadeti biliyor, camiye geliyor, onda dokuzu nerde?

Onda dokuzu nerde, bu kardeşlerimizin?

Bu kardeşlerimizin bir kısmı zaten Türkiye’de de namaz kılmazdı. Ama bir kısmı buraya gelince şaşırdı, birahanelere alıştı, Almanların adetlerine bulaştı, dini unuttu, imanı unuttu, İslam’ı unuttu, ahireti unuttu, Allah’ın azabını, gazabını unuttu, hesabı unuttu, yanlış yolda gidiyor. Bunlara acımamız lazım. Bunları kurtarmamız lazım. Bunlar ateşe düşecekler. Bunlar cehenneme doğru gidiyorlar.

Onun için biz; Allah’ın varlığını bilen, Kur’an’ı bilen, Resulullah’a tâbi olan, Allah’a karşı kulluk borcumuz olduğunu idrak etmiş olan Müslümanlar onları kurtarmak için çalışmak zorundayız.

Eğer bir Müslüman, onlardan bir tanesine ilgi gösterse, bir tanesine ilgi gösterse, o bir tanesini doğru yola çekmek ve onu irşat etmek ve onu ikaz etmek ve onu şuurlu Müslüman haline getirmek istese, bir sene çalışsa çok mu bu hizmet, zor mu bu hizmet muhterem kardeşlerim?

Bir insancık, sadece bir kişiye hedef alacaksınız. Namaz kılmayan, camiye gelmeyen, gafillerden, cahillerden zavallılardan bir kişiyi alacaksınız. Bu sizin akrabanız olabilir, bu sizin komşunuz olabilir, bu sizin hemşehriniz olabilir. Bir yönden yakınlık duyduğunuz onun da size yakınlığı olan, saygısı olan, sevgisi olan bir kimse olabilir.

Bir kimsecikle, uğraşamaz mısınız?

Bir sene size müddet versek, bir sene onun üzerinde çalışamaz mısınız?

Çalışılır, doğrusu çok değil bir kimseyle bir sene uğraşmak yani ağır gelmez bir insana. Hani bir günde bunu doğru yola getir, camiye getir desek, bir günde bir insanı camiye getirmek zor olur ama bir sene içinde getir camiye desek. Bir sene içinde getir, bir sene içinde sen ona mühlet tanı, fırsat ver, gusül abdesti al, bu cumaya beraber gideceğiz de, ben seni bir hocaya getireceğim de, al şu vaazı evinde dinle de, bu videoya bir bak de, gel seni birisiyle tanıştıracağım de, şu kitabı bir oku de.

Sana bir sene müddet, bir kardeşimizi doğru yola çekemez misiniz?

Bir sene, az bir zaman mı?

Bir kişiyle uğraşacaksın. Eğer biz bir sene uğraşırsak, bir senenin sonunda sayımız iki misli olur. Diyelim ki yüz elli biniz şimdi, Almanya da üç yüz bin oluruz. Onlar da bir sene çalışsalar ikinci sene altı yüz bin oluruz. Onlar da bir sene çalışsalar üçüncü sene bir milyon iki yüz bin oluruz. Onlar da bir sene çalışsalar dördüncü sene iki milyon dört yüz bin oluruz muhterem kardeşlerim.

Demek ki burada bizim yirmi beş sene çalışan kardeşlerimiz var, otuz sene çalışan kardeşlerimiz var. Daha burada da nice zaman çalışacağız. Siz gitseniz, çocuklarınız buraya alıştılar, kalacaklar. Siz gitseniz, sizin hemşehrilerinizden, arkadaşlarınızdan bazı kimseler burada muhakkak kalacaklar, herkes birden göç etmeyecek buradan. Burada nasıl olsa insanlar kalacak. Bu tarz da çalışırsak onları doğru yola çekebiliriz.

Kendimiz namaz kıldığımız gibi, kendimiz cennetin yolunu tutturduğumuz gibi kardeşlerimizin de doğru yola girmesi için gayret edelim. Her biriniz bugünden tezi yok hemen bugün isterseniz hemen şuracıkta bir yakınınızı aklınıza koyun.  Şu kardeşim müsaittir. Babası iyi insandı, dedesi iyi insandı, eskiden kendisi de fena değildi burada şaşırdı. Ben bu kardeşimi camiye alıştıracağım, namazlı niyazlı Müslüman olmasına çalışacağım diye, hemen seçin ve çalışmaya başlayın.

Eğer bir senede iki kişi seçerseniz bu iş daha çabuklaşır. Bir senede üç kişi eğer doğru yola çekebilirseniz daha da fazlalaşır. Dört kişiyi çekerseniz bir senede ortalık güllük gülistanlık olur. Allah, ibadet ehli kullarını seviyor. Allah kulları, saf bağlayıp divanına durduğu zaman onlara tebessüm buyuruyor, gülüyor Allahu Teâlâ Hazretleri.

Bunu unutmayın bir.

Başka kimlere güler?

Ve’r-raculi yusallî fî cevfi’l-leyli. Allah, bir de gecenin yarısında namaz kılan kişiye tebessüm eder, güler.

Neden?

Geceleyin herkes istirahatte, bu aşık-ı sadîk mübarek, uykusunu terk etmiş, abdestini almış, kıbleye yönelmiş, seccadesine oturmuş ılık ılık yaşları dökülüyor, secde yerini ıslatıyor. Aman Ya Rabbi diyor, tövbe ediyor, istiğfar ediyor, dua ediyor, namaz kılıyor, tesbih çekiyor, zikir yapıyor, salat u selam getiriyor, Allah bu kulu sever. Çünkü rahatını terk etti. Çünkü Allahu Teâlâ hazretlerinin ibadetine yöneldi.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Kur’an-ı Kerîmin ayetlerini, nüzul sırasına göre yani inme sırasına, Peygamber Efendimize gelme sırasına göre incelediğimiz zaman müfessirlerin beyanına göre ilk inen ayetler İkra’ suresinin başındaki ayetlerdir.

اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذ۪ي خَلَقَۚ ﴿١﴾ خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍۚ ﴿٢﴾ اِقْرَأْ وَرَبُّكَ الْاَكْرَمُۙ ﴿٣﴾ اَلَّذ۪ي عَلَّمَ بِالْقَلَمِۙ ﴿٤﴾ عَلَّمَ الْاِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْۜ ﴿٥﴾

Ikra’ bismi rabbikellezî halak. Halaka’l-insâne min alak. Ikra’ ve rabbuke’l-ekrem. Ellezî alleme bi’l-kalem. Alleme’l-insâne mâ lem ya’lem.

Bu ayetler inmiştir.

İkinci grup ayet-i kerîmeler de ya müddesir suresinin başındaki ayetler önce inmiştir ya müzzemil suresinin başındaki ayetler önce inmiştir diye rivayetler var. Hemen bu ikinci ayet ikinci veya üçüncü grup inen ayetler de muhterem kardeşlerim, Allahu Teâlâ Hazretleri Peygamber Efendimize ve onun mübarek ashabına gece ibadetini tavsiye ediyor.

قُمِ الَّيْلَ اِلَّا قَل۪يلًاۙ ﴿٢﴾ نِصْفَهُٓ اَوِ انْقُصْ مِنْهُ قَل۪يلًاۙ ﴿٣﴾ اَوْ زِدْ عَلَيْهِ وَرَتِّلِ الْقُرْاٰنَ تَرْت۪يلًاۜ ﴿٤﴾

Kumi’l-leyle ilâ kalîlen. Nısfehû evi’n-kus minhü kalîlen. Ev zid ‘aleyhi ve rattili’l-kur-âne tertîlen.

Yani gece namazı kılmayı tavsiye ediyor, Allahu Teâlâ Hazretleri. Gece namazı ,insanı yetiştirir, gece mübarek bir zamandır. Geceleyin yapılan ibadetlerin tesiri büyük olur. Gece yapılan ibadetlerin, sevabı çok olur. Geceleyin Allahu Teâlâ Hazretleri, sema-i dünyaya nüzül eyleyip, “ey kullarım yok mu içinizde benden merhamet isteyen, rahmet isteyen ihsan edeceğim. Haydi istesin! Yok mu benden afv u mağfiret isteyen, affedeceğim, mağfiret edeceğim. Haydi istesin! Yok mu benden bir dileği, talebi olan, haydi istesin vereceğim” dediği zamandır. Geceleyin ibadet edenler çabuk terakki ederler, çabuk evliya olurlar. Çabuk Allah’ın sevgili kulu olurlar. Onun için gece ibadeti çok kıymetlidir.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki;

Rek’atâni mine’l-leyli hayrun mine’d-dünyâ ve mâ fîhâ.

Geceleyin kılınan iki rekât namaz, teheccüd namazı, dünyadan da dünyanın içindeki her şeyden de daha hayırlıdır.

O bakımdan gece ibadetini, sizlere tavsiye ederim. Akşam erken yatın, gece teheccüd namazına kalkın, iki rekât da olsa şu namazı kılın, şu sevapları kaçırmayın, o manevi pazarın füyüzatından istifade edin, manevi kazancınız çok olsun. 

Hadis-i Şerif’te ikincisi bu çıktı.

Üçüncüsü;

Ve’r-raculi yukâtilu halfe’l-ketîbeti. Bir kişi ki cihat eden grubun arkasında savaşa devam ediyor.

Cihat eden grubun arkasında: Halfe’l-ketîbeti. Bu halfe demesi, arkasında demesi öyle anlaşılıyor ki düşman bastırmış, hücum etmiş, bozmuş orduyu, mücahitleri. Mücahitler geri çekiliyorlar ama bu mübarek çekilmiyor. Bu mübarek diretiyor, onlar geriye çekilirken bu diretmiş, arkalarında kalmış, düşmanla canını vermek pahasına, şehit olmak arzusuyla şevkiyle cihat ediyor. Allahu Teâlâ Hazretleri bu kulunu da sevgi nazarıyla bakar, güler, ondan hoşnut ve razı olur diye Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bildiriyor.

Muhterem kardeşlerim!

İslam’ın ibadetlerinin zirvesi, cihattır. Zirvesi, en yüksek noktası cihattır. Allah yolunda malıyla canıyla cihat etmek. Malını vermek, canını vermek, en kıymetli ibadet budur. Çünkü fedakârlığın, vefanın, aşıklığın, sadıklığın, gerçek müminliğin alametidir bu. O bakımdan her müminin, her müminin Allah’ın dinine yardım etmek dileğiyle, maksadıyla gayretli, çalışkan olması lazım, malıyla canıyla cihat etmesi lazım.

Önce malıyla cihat eder; bıçak kemiğe dayandığı zaman, gerekirse canını da ortaya koyarak cihat eder. Malını vermeyenin imtihanı canına gelir. Malını vermeyen insanın düşman ilerler, sonunda canı ortaya dökülür. Malını veren, belki malını vermek suretiyle malıyla cihat etmek suretiyle belki daha kötü durumlara düşmekten kısa zamanda kurtulur.

Afganistan’ın cihadını, asrımızın insanı biliyor. Sizler biliyorsunuz, bizler biliyoruz, gazetelerde, mecmualarda yazıyoruz, herkesin gözü önünde cereyan eden bir cihat hadisesi var. Bu cihat muhterem kardeşlerim, bir buçuk milyon, iki milyon Müslüman kardeşimizin şehit olmasına sebep oldu. İki milyon az bir rakam değildir, çok büyük bir rakamdır. Binlerce ev yıkıldı, milyarlar gitti. Bir bomba, bir füze, bir tank, hele canların hesabı yoktur, yaralıların hesabı yoktur. Milyonlarca insan yerinden yurdundan oldular, evlerini barklarını terk ettiler, sefil perişan başka ülkelere hicret ettiler, muhaceret kamplarında oturdular, rahatları kaçtı.

Eğer bu insanlar, mallarıyla bundan yirmi sene önce şimdi harcadıkları paranın onda birini harcasalardı buna lüzum kalmazdı. Bundan ibret almamız lazım. Bundan büyük ibret almak lazım muhterem kardeşlerim.

Bir şey, bir problem İslam’ın karşılaştığı bir problem, belki böyle vaazla hallolur, belki demin söylediğim gibi herkes bir Müslümanı doğru yola getirmek için çalışırsa belki hallolur. Amma böyle çalışmazsanız, yani küçük bir gayretle para bile sarf etmeden birazcık şuurlu olmakla halledilecekken sonra iş mala gelir, çok mallar vermek gerekir. Çok fedakârlık yapmak gerekir. Onu da yapmazsanız bu sefer can vermeye gelir. Canı da vermezseniz iman elden gider. İman da gider, memleket de elden gider, iman da elden gider.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Ankara da bir kardeşimi anlattılar, çok memnun oldum. Bir misal olarak size onu vermek istiyorum. Misal olarak, örnek olarak anlatmak istiyorum.

Bu kardeşimiz, ümmî bir kardeşimiz. Okuması yok, yazması yok, mektep görmemiş, medrese görmemiş işçi olarak çalışıyor, bir minibüsün şoförü. Bir minibüsün şoförü zengin ailelerin çocuklarını alıyor, mektebe götürüyor, okul bittikten sonra alıyor, kolejden evlerine dağıtıyor. Sabah ve akşam servis yapan bir şoför.

Arkadaşlarımız anlattı ben güldüm, dua ettim.

Allah razı olsun o kardeşimizden.

Bu öğrenciler bu servis arabasında okula giderken, gelirken ne yaparlar?

Şakalaşırlar oynarlar, birbirleriyle konuşurlar hoş zaman geçer.

Bu şoför kardeşimiz, öyle yaptırtmamış bu işi bir disipline bağlamış. Kendi servis arabasında okula gelip giden çocukların, hepsi namaz surelerinin hepsini bellemişler. Namaz surelerini belletmiş. Bir fırsat var, mecburi bir zaman var, yarım saat neyse sürüyor belli bir zaman. Onları evlerinden almış okula, okuldan almış evine getirinceye kadar yaz aylarında aylarca camiye gelip gidip de yaptırılmayan işi [yapıyor]. Hani biliyorsunuz aranızda kardeşleriniz vardır, dostlarınız vardır, belki kendiniz de bilirsiniz, birçok kimse daha namaz surelerinin hepsini bilmez. Birçok kimse bilmez, doğru okumasını bilmez. Amma onlara sırf servis arabasında öğretmiş.

İnsan murad etti mi, insan gayretli Müslüman oldu mu şoförken bile İslam’a hizmet eder. Çöpçüyken bile İslam’a hizmet eder. İşçiyken bile hizmet eder. Çiftçiyken bile hizmet eder. Çobanken bile hizmet eder aziz ve muhterem kardeşlerim.

O bakımdan hepimizin içinde Allah’ın dinine yardım etmek, cihat etmek, gayret etmek, Müslümanlara faydalı olmak, azim ve şuurlu olması lazım. İslam’ı yaymaya çalışmalıyız, İslam’ı öğretmeye çalışmalıyız. Müslümanların adedini çoğaltmaya çalışmalıyız. Kaybolan Müslümanları, bulmaya çalışmalıyız. Şaşıran kardeşlerimizi, kurtarmaya çalışmalıyız. Bunun için hepimizin gayret göstermemiz gerekiyor.

Allahu Teâlâ hazretleri, hepimizi şuurlu Müslümanlar eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri bizi afetlere uğratmasın. Bizi felaketlere uğratmasın, bizim hatalarımızdan kusurlarımızdan dolayı, Rabbimiz bizi düşmanlarıyla terbiye etmesin. Düşmanların çizmesi altında bizi inletmesin. Düşmanlarımızın karşısında, bizi mağlup etmesin. Bizi kimsenin karşısında mahcup etmesin.

Ama onun çaresi şimdiden çalışmaktır.

Rahat ve huzur gününde Allah’ın dini için çalışmayan kimse sıkıntıya düştüğü zaman, elini kaldırıp dua ettiğinde, Allah onun duasını kabul etmez. Hadis-i şeriflerde bildiriliyor. Sen öteki zamanda unuttun. 

وَكَذٰلِكَ الْيَوْمَ تُنْسٰى

Ve kezâlike’l-yevme tünsâ. [4]

Ahirette de böyle olacak. Ahirette de böyle olacak, sen dünyada unuttun benim dinimi, ben de sana ahrette, rahmetimi vermeyeceğim, rahmetime seni erdirmeyeceğim. Sen unutulmuş kenarda kalmış kimse gibi olacaksın, sen de Allah’ın rahmetine ulaşamayacaksın.

Sen misin dünyada böyle yapan, denildiği gibi aziz ve muhterem kardeşlerim iyi günlerin kadrini kıymetini bilelim, rahatın huzurun kadrini kıymetini bilelim. Asude bir hayatın, afiyetin, sıhhatin, selametin, gençliğin, tatilin, boş zamanın kadrini kıymetini bilelim. Zamanları, boşa geçirmeyelim.

Sen şu anda çalışmazsan, sonra Allah’a ne yüzle dua edeceksin?

Bunun, çalışmamanın, cezası felaket geldiği zaman ne diyeceksin?

O ceza olarak geldi. O ceza olarak geldi. O Afganistan ki, gene İslam diyarlarının en güzellerindendi, evliyaullah yatağı idi. Hatta bizim rahmetli hocamız Mehmed Zahid Efendi kaddese'llâhü sırrahu'l-aziz.

Allah şefaatine erdirsin.

Es’ad dedi bana, şu Afganistan’a göçsek dedi. Orada Kur’ân-ı Kerîm ile hüküm olunuyormuş dedi. Kur’an’la idare edilen bir memleketmiş oraya göçsek dedi. Bak Ruslar nasıl ona, nasıl kastettiler.

Demek ki muhterem kardeşlerim; cihad edeceğiz.

Demek ki düşmanın hareketlerine karşı uyanık olacağız.  Demek ki cahillikle cihad edeceğiz, şeytanla cihad edeceğiz, nefisle cihad edeceğiz, münafıklarla cihad edeceğiz. Uyanık olacağız, İslam’ın düşmanlarını bileceğiz. İslam’ın karşılaştığı tehlikeleri bileceğiz, onlara önceden tedbir alacağız, onlar için şimdiden çalışacağız. Rahatlık zamanımızda çalışacağız ki, sıkıntıya düşmeyelim. Sıkıntıya düşersek bile, Allah yardımcımız olsun.

Allah veriyor, muhterem kardeşlerim insanlara. Allah, insanların duasını kabul ediyor. Küçük büyük demiyor, yüzü kara demiyor, Allahu Teâlâ hazretleri kullarının istediğini veriyor, ama kullar cezalı duruma düşmezlerse.

Allahu Teâlâ hazretleri, hepimizi Allah’ın yolunda gayretli Müslümanlardan eylesin. Gafillerden, cahillerden eylemesin. İyi günlerin rahatı içinde, gevşeyenlerden eylemesin. Sıhhat eldeyken, gençlik eldeyken, para eldeyken, vücut güçlü kuvvetliyken, imkân varken seve seve Allah yolunda, çalışanlardan eylesin.

İranlı bir şahıs, Farsça güzel bir söz söylemiş, eski ariflerden, diyor ki;

Bekûdeki bâzi. Küçükken oyun oynuyorduk.  Orta yaşta, delikanlılık zamanında havai yollarda ömrünü geçirdin.

Neden?

Delikanlıdır, aklı havadadır.

İşte ihtiyarladığın zaman da aciz düştün.

Be mübarek insan diyor, Allah’a ne zaman ibadet edeceksin?

Allah’a ne zaman kulluk edeceksin?

Küçükken daha çocuktur oyun oynasın, delikanlılıkta daha gençtir dur bakalım, yaşlandığı zaman da ihtiyarladı, eli tutmuyor ayağı tutmuyor.

Şeytan her devrin insanını, her devredeki insanı, her çağdaki insanı bir başka oyunla aldatıyor. Ne çocuklarınızı, şeytanın eline bırakın ne delikanlılarınızı nefsin eline bırakın ne de ihtiyarlar acizlik göstersinler. Çünkü mücahidin ihtiyarı olmaz. Mücahit seksen yaşında, doksan yaşında sakallı olur gene Allah’ın yolunda cihat eder.

Ebu Eyyüb el-Ensari hazretleri ihtiyar halinde Kur’an okurken cihad ayeti karşısına geldiği zaman, getirin benim silahlarımı demiş.

Getirin, benim kılıcımı silahlarımı.

Demişler ki dede sen ihtiyarsın. Artık sen zaten Resulullah zamanında onun sahabesi oldun, yapacağın hizmetleri yaptın, otur rahatına bak.

Demiş ki burada ihtiyarları istisna tutuyor mu, ihtiyarlar hariç diyor mu Kur’an-ı Kerîm, ihtiyarlar cihat etmeyecek diyor mu?

Demiyor.

Getirin silahımı demiş, Medine-i Münevvere’den kalkmış da İstanbul’da şehit olmuş. İstanbul’da şehit olmuş.

Mücahidin, yaşlısı genci olmaz. O bakımdan her çağda, şeytanın bir oyunu vardır, şeytanın oyununa düşmeyelim. Çocuklarımıza Kur’an öğretelim, dört yaşında başlarlarmış. Dört yıl, dört ay, dört günlükken başlamak diye söylerler. Çocuklarımıza ilmi, Kur’an’ı öğretelim.

Öyle alimler var ki şimdiki çocukların ortaokula gittiği sırada, ilkokulun son sınıflarına gittiği sırada fetva vermeye başlamış. Öyle yetiştirmiş kendisini. Zamanını boş geçirmemiş, dört beş yaşında hafız olmuş, ondan sonra hadisleri öğrenmiş, ondan sonra fıkhı öğrenmiş, ondan sonra ulum-i şeriyenin diğer detayına inmiş, ondan sonra da on üç on dört yaşında fetva verecek hale gelmiş.

Onun için zamanı boş geçirmeyelim. Allah yoluna hizmet edelim.

Müslümanların ana vazifesi; Allah’ın dinine, hizmet etmektir.

Küntüm hayra ümmetin uhricet li’n-nâsi te’murûne bi’l-ma’rûfi ve tenhevne ‘ani’l-münkeri. [5]

İnsanların içine gönderilmiş, vazifeli bir ümmetiz.

Küntüm hayra ümmetin. En hayırlı ümmetsiniz.

Uhricet li’n-nâsi. Şu cihan halkı için siz ortaya konuldunuz, çıkartıldınız, numune bir ümmetsiniz.

Te’murûne bi’l-ma’rûfi ve tenhevne ‘ani’l-münkeri. İyi şeyleri emredersiniz, kötü şeyleri engellersiniz.

Ve tücâhidûne fî sebîlillâhi. [6] Allah yolunda cihat edersiniz.

Efe hasibtüm ennemâ halaknâküm ‘abesen ve enneküm ileynâ lâ türce’ûn. [7]  Siz kendinizi, biz sizi boş yere yarattık, abes yere yarattık, boş yere yarattık, bize dönmeyecek mi sandınız?

Yaratılışın bir gayesi var. Ümmeti Muhammed’in, ayrıca bir vazifesi var.

Ümmeti Muhammed’in vazifesi nedir?

Ümmeti Muhammed’in vazifesi işçilik yapmak değil, çiftçilik yapmak değil. Ümmeti Muhammed’in vazifesi, cihan halkına İslam’ı anlatmaktır. Ama herkesin bir geçim mecburiyeti vardır, bir kazanca ihtiyacı vardır. Eğer Allah’a tevekkül etsen, sırf Allah yolunda çalışsan Allah onu da verir amma neyse hadi, bir işçilik yaptın ondan sonraki geri kalan zamanında, Allah’ın dinine hizmet et. Haftanın beş günü dünyaya çalışıyorsun, iki günü ahiret için çalış. Sekizden akşam altıya kadar çalışıyorsun, altıdan [saat] 10’a kadar Allah’ın dini için hizmet et ki, Allahu Teâlâ hazretleri lütfuna erdirsin, rahmetine erdirsin, mükâfat versin, cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.

Bu şuurda olmazsa Müslümanlar erirler, kaybolurlar, koca ülkeler ellerinden gider, milyarlarca nüfus elden çıkar. Malezya’da Müslümanlar dinden çıkıyorlarmış, Endonezya’da Müslümanlar dinden çıkıyorlarmış.

Singapur’da sordum var mı böyle bir şey?

Hocam dedi var ama dedi zaten kabileler cahil kabileler dedi. Onlara getiriyorlar para veriyorlar dedi, işte onlar da tamam diyorlar, başka dinlere geçiyorlar dedi.

Zaten cahil. Olsun. Ötekisi para vererek, sahte bir şekilde kendi dinine bağlıyor, ondan sonra da onu eğite eğite, öğrete öğrete kendisinin malı ediyor.

Dünyanın her yerine yayılmışlar, Eskimolara öğretiyorlar, Afrikalılara öğretiyorlar, başkalarına öğretiyorlar. Biz de Allah’ın dinini, yaymak için çalışacağız. Sahabe-i kiramın her birisi, ashabı kiramın rıdvanullahi aleyhim ecmain her birisi bir başka diyara dağıldı, orada İslam’ı yaydılar. Her birisi, bir başka diyarda İslam’ı yaydılar.

Peygamber Efendimiz diyor ki; benim ashabım yıldızlar gibidir, hangisine baksanız doğru yolu bulursunuz, hidayet bulursunuz diyor. Peygamber Efendimizin ashabı, hidayet yıldızları gibiydi her birisi. Biz Müslümanlar da ashab Müslümanlığını yaşamalıyız. Biz de başka insanlara hidayet yıldızı, yol gösterme, istikamet tayin etme yıldızı gibi olmalıyız, çalışmalıyız.

İsteyen yapar. Madem ki bir servis şoförü; isterse yirmi tane yirmi beş tane çocuğa namaz surelerini öğretebiliyor, cihat şuuru verebiliyor, İslam şuuru verebiliyor o zaman herkes yapabilir. Bir anne evladını, Müslüman yetiştirebilir. Bir baba evladını, Müslüman yetiştirebilir.

Bu hususta gayretli olmanızı hepinizden rica ederim. Hepinizin bu konuda uyanık olmasını acizane naçizane tavsiye ederim. Etrafınızdaki kimselere de bu şuuru aşılamanız için çalışmanızı tavsiye ederim.

Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizi has hakiki Müslüman olmaya muvaffak eylesin. İslam’ın özünü duya duya, tadını hissede ede yaşamayı cümlemize nasip eylesin. Sevdiği salih amelleri işlemeyi nasip eylesin. Böylece sevdiği kul olmayı nasip eylesin. İmanı kâmil ile yaşayıp, salih amelleri işleyip, ömrümüz sona erdiği, vademiz yettiği zaman, sevdiği bir ameli işlerken, sevdiği bir yolda yürürken, sevdiği bir kul halindeyken; günah üzerinde değilken, ibadet ve taatteyken ve gözümüzde cennet bahçeleri, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin cemali ve dilimizde zikrullah ve o kelime-i tayyibe-i münciye-i mübareke ki buyurun;

Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resulühû diye diye iman-ı kâmil ile göçmeyi Allahu Teâlâ Hazretleri cümlemize nasip eylesin. Bizi burada, bu diyarı gurbette ibadethanelerinden, bir ibadethanede şu mübarek yerde topladığı gibi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin havz-ı kevseri başında da eksiksiz böylece toplasın. Resulullah Efendimizin, şefaatine erdirsin. Havz-ı kevserinden doya doya içmeyi nasip eylesin. Cehenneme düşmeden, azaba uğramadan, hesaba çekilmeden, duhûlu evvelin ile Firdevs-i Âlâ’ya girmeyi cümlemize nasip eylesin, Peygamber Efendimize komşu eylesin, cemalini görmekle şerefyâb eylesin.

Bi-hürmeti esrar-ı sûreti’l-fâtihah.

 


[1] 3/Âl-i İmrân 31.

[2] 3/Âl-i İmrân 19.

[3] 53/Necm 3-4.

[4] 20/Tâhâ 126.

[5] (3/Âl-i İmrân 110)

[6] (61/Saff 11)

[7] (23/Mü'minün115)

Diğer Kayıtlar
Başlık Eklenme Tarihi Paylaş Oku Ekle Süre Beğen
playlist play 00.00.0000 - İyi ve Kötü Huy, Toplum Ahlakı, Kullara İyilik, Kullara Kötülük 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 00.00.0000 - Kuranı Kerimin Anlayarak Okunması, Akra 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 00.00.0000 - Peygamber Efendimiz (SAS) 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 00.00.1999 - Güzel Ahlak, Münafığın Alametleri 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 00.00.1999 - Ramazan, Orucun Faydaları 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 00.00.2000 - İftar Ettirmek, Oruçlunun Yanında Yemek Yemek 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 16 playlist like
playlist play 00.00.2000 - Ramazan, İftar Ettirmek 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 42 playlist like
playlist play 00.00.2000 - Ramazanda Sahura Kalkmak, Hilalin Görünmesi 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 14 playlist like
playlist play 00.12.2000 - Cennetin Ramazan Ayında Süslenmesi 02.10.2020 playlist oku playlist ekle 35 playlist like
playlist play 00.12.2000 - İftarı Suyla Açmak, Sahura Kalmak, Yalan Yere Yemin, Gıybet 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 00.12.2000 - Orucun Önemi, Orucu Zedeleyen Şeyler, Oruçlunun Mükafatı 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 02.11.2000 - Ramazanın İlk Gecesinin Fazileti, Kadir Gecesi, İftar Ettirmek 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 42 playlist like
playlist play 03.01.2000 - Kadir Gecesi 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 50 playlist like
playlist play 03.02.1995 - Ramazanın İlk Haftası, İlk Cuması, Ramazanı Değerlendirmek 07.04.2022 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 03.12.2000 - Orucun Mükafatı, Oruç Adabı 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 04.05.2000 - Takva Sahibi Olmak, Zikir, Evde Kuranı Kerim Okumak 18.04.2023 playlist oku playlist ekle 17 playlist like
playlist play 05.01.1998 - Ramazanda Takva Sahibi Olmak 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 21 playlist like
playlist play 05.02.1992 - Güzel Ahlakın Önemi 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 15 playlist like
playlist play 07.01.2000 - Ramazanın Son Günü 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 07.02.1997 - Ramazanın Son Cuması ve Bayram, Niyetin Önemi, Allah Yolunda Para, Aileye Masraf 28.04.2022 playlist oku playlist ekle 35 playlist like
playlist play 07.12.2000 - Oruc Tutmak, İftar Ettirmek 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 08.01.1999 - Kadir Gecesinin Önemi 29.03.2024 playlist oku playlist ekle 30 playlist like
playlist play 08.12.2000 - Ramazan, Sıcak Günlerde Oruç, Tevhidi Yaymak 14.03.2025 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 10.01.2001 - Güzel Ahlak Sahibi Olmak, Zikir 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 11.01.1998 - Ramazandan Sonra Hali Muhafaza Etmek 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 12.03.1999 - İtikafın Sevabı, Allahı Zikretmek, Çocuklar Arasında Adalet 02.04.2024 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 13.01.1999 - İslamda Kardeşlik 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 35 playlist like
playlist play 13.12.2000 - Cennet ve Oruç 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 14.01.1999 - Kadir Gecesi 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 39 playlist like
playlist play 15.07.1990 - Tevhid, Namaz, Zekat 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 15.12.1999 - Müminin Güzelliği, Hikmet, Kardeşinin İhtiyacını Görmek 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 39 playlist like
playlist play 15.12.2000 - İtikaf Fazileti 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 16.01.1999 - Sabah ve İkindi Namazlarının Önemi 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 17.12.2000 - Gece Namazı, Ramazandan Sonra Alışkanlıkların Devam Etmesi 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 37 playlist like
playlist play 19.06.2000 - Kuran Kıraati 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 16 playlist like
playlist play 21.12.2000 - İtikaf, Eşlerin Birbirine Olan Hakları 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 25 playlist like
playlist play 23.12.2000 - Kadir Gecesinin Önemi, Kuran-ı Kerim 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 34 playlist like
playlist play 24.01.1997 - Takva Ehli Olmak, Cehennemden Korunmak 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 17 playlist like
playlist play 25.12.1992 - Hasta Ziyareti, Misafir Bereketi, Ramazanda Tevbe Etmek 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 25.12.1997 - Ramazanın İlk Günü, Ramazanda Yapılması Gerekenler 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 26.12.2000 - Ramazan Sonrası, Allahın Adını Anmak 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 27.11.2000 - Ramazan Ayının Başı, Sahur Vakti İbadet 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 18 playlist like
playlist play 28.12.1999 - İtikafın Önemi 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 44 playlist like
Kabe
Canlı Yayın
Şuan Canlı Yayın
Canlı Yayın
AKRA CANLI
 / 
player image icon close icon
AKRA CANLI
Canlı Yayın
Canlı Yayın Add Icon volume up
 / 
Canlı Yayın
fast rewind
fast forward
Playlist
Bu özelliği kullanabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir
  
Fikrini Paylaş
TAAHHÜTNAME

Hazırlamış olduğum ve sitenize gönderdiğim/ teslim ettiğim, tamamen orjinal ve bana ait olan, projemin/görüntü veya kaydımın, AKRA MEDİA tarafından kendisine ait kablolu/karasal/uydu, şifreli/şifresiz, free/paralı TV, video, DVD, VCD,VHS ,radyo, kaset, sinema ve sair mevcut yada ortaya çıkacak her türlü İşaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve tüm internet siteleri ve sosyal medya platformlarında yayınlamasına, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, işleme hakkı ve temsil hakkının kullanılmasına süresiz olarak müsaade ediyorum.

Projemin/görüntü veya kaydımın, bant, CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player, dijital kayıt vb. tüm yollarla kayıt, çoğaltma ve dağıtım haklarını, bilişim veya iletişim ortamında görüntülenmesini, iletilmesini, okunmasını, izlenmesini, dinlenmesini vb. interaktif veya normal CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player vb. şekilde basılarak veya ses kayıtlarının metin haline getirilip kitap olarak piyasaya sunulmasını sağlayacak her türlü materyal üzerine kaydı ile çoğaltılması, kullanılması, işlenmesi, yeniden ve genişletilmiş şekilde sesli, yazılı ya da görüntülü yayın haklarını, bu suretle de çoğaltılarak kullanılması, dağıtılması, pazarlanması vb. fikri, mali ve manevi haklarımın tamamını, programda gerekli görülen değişiklikleri yapma haklarımı bila bedel olacak şekilde, AKRA.MEDİA sitesine ve bu site'nin yetkilisi ve sahiplerine devir ve temlik ettiğimi, beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Şehir Seçin
Close