Yusuf b. Esbât (rahmetullahi aleyh) tevazuya dair şöyle söylemiştir:
“Şunlar tevazuun ve alçakgönüllü olmanın alametidir: Kim söylerse söylesin hak olan sözü kabul etmek lazım. Mâdûn olan kimselere rıfk ile muamele etmek lazım. Rütbe itibariyle fevk olan kimselere ta’zimde bulunmak lazım. Görülen hata ve sürmelere tahammül etmek lazım. Öfkeyi yutmak, her yerde Allah’a rücû etmek, zenginlere karşı gururlu olmak ve başa gelen her şeye şükretmek lazım.”
Yusuf b. Esbât (rahmetullahi aleyh) tevbenin hakikatini şöyle anlatmaktadır:
“Tevbede on makam vardır: Cahillerden uzak durmak, boş laf etmeyi terk etmek, münkirlerden yüz çevirmek, sevimli şeylere doğru yönelmek, hayrata koşmak, dürüst olmak, tevbeden hiç ayrılmamak, yaptığın haksızlıkları hak sahiplerine iade etmek ve kalbi tasfiye etmek.”
Yusuf b. Esbât (rahmetullahi aleyh) sabrın hakikatini şöyle anlatmaktadır:
“Sabrın alameti ondur: kendini zaptetmek, dersi tahkim etmek, üns talep etmeye devam etmek, sızlanma halini kovmak, vera’ı iskat etmek yani sendeki vera’a itibar etmemek, tatları muhafaza, vacipleri son haddine kadar ifa, muamelelerde doğruluk, mücahede gayesiyle geceleri ihya, verilen zararları telafi."
Yusuf b. Esbât (rahmetullahi aleyh) murakabe bahsinde ise şunları söylemektedir:
“Murakabenin alametleri şunlardır: Hak Teala neyi tercih etmişse onu tercih etmek, Allah Teala'ya iyi bir şekilde azmetmek, ziyade ve noksanın Allah’tan olduğunu bilmek, kalben Allah ile huzur ve sükun bulmak, Allah’la olarak bütün halktan alakayı kesmek.”
Yusuf b. Esbât (rahmetullahi aleyh) sıdkın alametlerini şöyle sıralıyor:
“Kalp ile lisanın birbirini tutması, fiilin kavle uyması, halk-ı cihanın övmesini talep etmekten vazgeçmek, riyasete tutkun olmamak, ahireti dünyaya tercih etmek ve nefsi kahretmek!”
Yusuf b. Esbât (rahmetullahi aleyh) tevvekül şöyle bahsinde buyuruyor:
“Tevekkülün alametleri şunlardır: Allah'ın verdiği rızık konusunda huzur bulmak, yüksek ve aşağı sana ulaşan her neyse kabul etmek ve kanaat etmek, olacak şeylere teslimiyet göstermek, benlik iddiasını bırakmak, ihtiyarı terk etmek, alakaları kesmek, halktan bir şey ummamak, hakikatlere dahil olmak.”
Yusuf b. Esbât (rahmetullahi aleyh) hayâ bahsinde şöyle anlatıyor:
“Hayânın alametleri: Gönülde inkıraz hali, Rabbü’l-Alemin’le mülakatın azameti, sözü söylemeden evvel ölçmek, özür dileme durumunu meydana getireceği malum bulunan hareketlerden uzak kalmak, utanmaya yol açacak şeylere girişmemek, dili, sözü, kulağı, karnı korumak, dünyanın alâyişini terk etmek, mezarı ve ölüleri yad etmek.”
Yusuf b. Esbât (rahmetullahi aleyh) buyuruyor ki:
“İkbale sevinme, talihsizliğe üzülme! Kaderin hükmü altında sabret, zira umumiyetle insan bir şerden kaçarken daha fenasına tutulur. İnsanların teveccühünden sakının zira bu bir musibettir. Şımarık mağrur birini gördüğünde ona nasihat etme, zira onda vaazı kabul edecek bir mahal yoktur! Zalim birine “Allah seni başımızdan eksik etmesin” diye dua eden bir kimse Allah’a asi olmayı arzu etmiştir! Dünya bir leştir! Ona talib olan köpeklerle haşır-neşire sabretmelidir!"