İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
Akşam20:15 Yatsı21:52 İmsak04:01 Güneş05:44 İşrak06:25 Öğle13:06 İkindi16:59
Hava - Hava durumuÇok Bulutlu 15°C Nem %81
Türkçe
1 Zilka'de 1445 9 Mayıs 2024 Perşembe
1 Zilka'de 1445
İkindi
16:59
Akşam
20:15
Yatsı
21:52
İmsak
04:01
Güneş
05:44
İşrak
06:25
Öğle
13:06
Giriş Yap

Geleneksel Anadolu Evleri

29.11.2023    |

Anadolu'daki geleneksel Türk evleri, bahçesinden kapı tokmağına kadar tüm özellikleriyle birer zarafet örneği.

Toplumları toplum yaparak o toplumu kendisi kılan, sahip olduğu değerleri, gelenekleri, inançları, kültürü ve yaşam biçimidir. 

Bu değerleri geleneklerde ve kültürde bulmak mümkün olduğu gibi mimari de insan eliyle vücut bulan ama insanı yeniden inşa eden niteliği ile bir milletin kimliğine dair her şeyi bir çırpıda gözler önüne serer.

Evlerimiz bizim kendimizle, ailemizle, diğer insanlarla, çevreyle ilişki biçimlerimizi gösteren somut bir örnektir. Onun malzeme seçiminde bile hikmetli bir tercih vardır.

Devlet binaları yahut camiler, medreseler, okullar, hanlar, kervansaraylar kültürümüzde hep taştandır zira bir kalıcılık, ebedilik niyeti ile inşa edilmişlerdir.

İnsan ömrü ise kısadır; ömrün kısalığını daima hatırda tutma biliciyle evlerimiz ahşaptır. Yokluktan değil yani, ahirete hazırlıktan ve tevazudan.

Mütevazı ahşap evlerimizin birbirlerinin manzaralarını kapatmayacak şekilde konumlandırılması, ev içi mahremiyetinin gözetiliyor olması, her evin küçük de olsa bir bahçesinin olması, duvarlara iliştirilen özenle işlenmiş kuş evleri, kendine özgü mesajlar içeren kapı tokmaklarının kullanılması ve örneklerini çoğaltabileceğimiz tüm ayrıntılar Türk evlerinin insana ve çevreye olan özeninin bir göstergesidir.

Toplumsal olarak bir arada bulunmaya, dayanışmaya, muhabbete verdiğimiz değer sebebiyle eve çok misafir gelir, geleneksel Osmanlı evleri de buna göre harem ve selamlıktan müteşekkildir.

Evlerimizin iki kapısı vardır ve misafirler birbirlerini hiç görmeden baş odaya alınırlar. Selâmlıklar, yola daha yakın ve konukların rahat ulaşabilecekleri yerlere yapılmıştır. Harem daireleri ise sokaktan görünmeyecek şekilde geride bahçe içinde inşa edilmişlerdir. Bahçe duvarları da yüksek ve içeriyi göstermeyecek biçimdedir. Ev eğer iki katlıysa ilk katta depo, ahır, samanlık gibi bölümler vardır ve bu içe dönük mimari tasarım evin hanımının mahremiyet ihtiyacı çerçevesinde şekillenmiştir. 

Mahremiyet anlayışı çerçevesinde ortaya çıkan bir diğer önemli tasarım da döner dolaplardır. Bu tasarım eve gelen erkek misafirlere yapılacak ikramın mahremiyet kuralları içerisinde gerçekleştirilmesine imkân tanımaktadır. Bir merkez etrafında dönebilen raf sistemi iki taraftan kapaklı bir dolap içerisindedir. Bu sayede evin hanımı hazırladığı ikramı bir taraftan rafa koyar ve çevirir, diğer odadaki ev sahibi ise bu ikramı alır ve misafirlere servis eder. 

Odalar arası ilişkilerin sağlandığı bütün kapıların kendisine açıldığı sofa Türk Evi’nin en önemli karakteristiklerinden biridir. Sofalar bir sirkülasyon alanı olmakla birlikte aynı zamanda bir oturma ve toplanma alanıdır. Bu ev modelinde kimsenin yapayalnız ve aileden kopuk olması ihtimali yoktur.

Oda bir ev fonksiyonlarının neredeyse hepsini bünyesinde barındırmaktaydı. Adeta ayrı bir “ev” gibiydi. Bu nedenle, odanın da mahremiyeti önemli bir konuma geliyordu. Sofadan odaya doğrudan girilmez, oda girişinin içeriden kontrol edilebilmesi sağlanırdı. Odaya giriş çoğunlukla iki bölümden oluşur ve iki kez yön değiştirilerek yapılırdı. Bu sayede içeriye giren kişi ilk bakışta odayı tam olarak göremez ve odada bulunanlar da hazırlıklarını yaparak geleni karşılayabilirlerdi.

Odalar daima kare veya kareye yakın dikdörtgen formdaydılar. Binanın arsaya oturuşu hangi şartlarda olursa olsun üst kat odalarda çıkmalarla oda iç mekânının düzgünleştirilmesi yoluna gidilmiş, gerekirse evin cenahı güneşe doğru da döndürülmüştür.     

Cephe düzenine büyük bir estetik sağlayan cumbalar şüphesiz yalnızca estetik kaygılarla tasarlanmamıştı. Cumbalar daha çok, sokaktan haberdar olabilmek ve kapıya gelenin kim olduğunu görebilmek için kullanılmıştır. Çeşitli sebeplerle eve cumba yapılamadığı ya da cumba penceresinin kapıyı göremediği durumlarda ise 'kim geldi' pencereleri kullanılmıştır. Kapıya geleni görünmeden görmek ya da evdeyken evde değilmiş iki yüzlülüğü sebebiyle değil, saygısız durumlara düşmemek gayretiydi bu kim geldi pencerelerinin yapılmasının amacı. 

Kapılarda çoğu kez iki tür tokmak bulunurdu: tok ses çıkaran büyük olanı erkekler içindi ve içerdeki hanımların toparlanmaları için ikaz niteliğini taşımaktaydı. Çalınan küçük tokmak ise gelenin bir kadın olduğunu haber vermekte ve erkeklerin avluyu boşaltmalarını sağlamaktaydı. İki tokmak ya da halka arasına bağlanan ip "Şu anda evde yokum.", tokmaktan aşağı sarkan ip ise "Evdeyim, kapıyı çalabilirsiniz..." anlamını taşımaktaydı. 

“En uygun çözümü tabiat bulmuştur.” prensibinden hareketle geleneksel mimarimiz doğaya uygun bir yapı tarzıdır. Yüksek duvarların çevrelediği avlular az güneş alır ve yazın serin olurlardı, gölgelerinden istifade edilen, sesi engelleyen ağaçlarla süslenmişti. Fırınlar avludaydı ve evin içinin serin kalmasına katkı sağlardı.

Her bahçede mutlaka bir su kuyusu bulunurdu. Hatta serinletici etki oluşturmak için suyun buharlaşmasından faydalanılır, küçük süs havuzları da evlerimizin bir parçası haline getirilirdi.

Evlerin taşlık diye bilinen kısmı sıcak yaz aylarında yıkandığında evi, çevreyi serinletirdi. Taşlık denilen bu meydanın bir yüzü, küçük camlardan yapılmış pencereden ışık alırdı. Tabanları mermer, arnavut kaldırımı veya kayrak taşıyla döşenirdi. Arnavut kaldırımlı taşlıklara binek arabaları ve atlar girebilmekteydi.

Taşlıklardan direkli ve parmaklıklı sofalara çıkılan merdivenlerin alt başlıklarında, bir-birbuçuk metre tek parça mermer taşın iki yanında yine mermerden yapılmış iki-üç basamaklı birer merdiven bulunurdu. Bunlar binek taşlarıydı. Binek taşlarından sofaya çıkılırken, iki sütun ve başlıktan yapılmış bir kapı bulunurdu. Bunların oluşturduğu bölüme "Niyazlık" adı verilirdi. Büyük sokak kapısından giren ve ata binmiş ev sahibi veya misafir, niyazlık taşına kadar ilerleyip iner.

Ev sahibi evde yoksa niyazlık odasının perdesi kapalıdır. Bu perdenin açık olması ev sahibinin evde olduğu ve konuk kabul edebileceği anlamına gelir. Ev sahibi evde bulunmadığı anda bile, belli konukları kabul eder, kahve sunulur, evin görevlilerinden biri kendisine refakat ederdi.

Ağaçlarla ve yüksek duvarlarla çevresinden yalıtılmış insanları, evlerine bağlayacak güzellikte bir iç dünya oluşturulmuştu..

Göz, akıl, gönül de bu mimârî yaklaşım sebebiyle ev ahalisi ile ilgilenir, kendisi ve ailesi dışındakiyle edebe uygun olmayacak şekilde ilgilenmezdi. Aynı edep anlayışıyla evlerin komşu arsalara bitişik taraflarında, komşuya bakan cephelerde hiç pencere bulunmaz, herkesin penceresi tamamen kendi bahçesine bakardı.

­

 

 

Kabe
Canlı Yayın
Şuan canlı Yayın
Dostça Bir Tavsiye
AKRA CANLI
 / 
close icon close icon
AKRA CANLI
Dostça Bir Tavsiye
Dostça Bir Tavsiye Add Icon volume up
 / 
Canlı Yayın
fast rewind
fast forward
Playlist
Bu özelliği kullanabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir
  
Fikrini Paylaş
TAAHHÜTNAME

Hazırlamış olduğum ve sitenize gönderdiğim/ teslim ettiğim, tamamen orjinal ve bana ait olan, projemin/görüntü veya kaydımın, AKRA MEDİA tarafından kendisine ait kablolu/karasal/uydu, şifreli/şifresiz, free/paralı TV, video, DVD, VCD,VHS ,radyo, kaset, sinema ve sair mevcut yada ortaya çıkacak her türlü İşaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve tüm internet siteleri ve sosyal medya platformlarında yayınlamasına, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, işleme hakkı ve temsil hakkının kullanılmasına süresiz olarak müsaade ediyorum.

Projemin/görüntü veya kaydımın, bant, CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player, dijital kayıt vb. tüm yollarla kayıt, çoğaltma ve dağıtım haklarını, bilişim veya iletişim ortamında görüntülenmesini, iletilmesini, okunmasını, izlenmesini, dinlenmesini vb. interaktif veya normal CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player vb. şekilde basılarak veya ses kayıtlarının metin haline getirilip kitap olarak piyasaya sunulmasını sağlayacak her türlü materyal üzerine kaydı ile çoğaltılması, kullanılması, işlenmesi, yeniden ve genişletilmiş şekilde sesli, yazılı ya da görüntülü yayın haklarını, bu suretle de çoğaltılarak kullanılması, dağıtılması, pazarlanması vb. fikri, mali ve manevi haklarımın tamamını, programda gerekli görülen değişiklikleri yapma haklarımı bila bedel olacak şekilde, AKRA.MEDİA sitesine ve bu site'nin yetkilisi ve sahiplerine devir ve temlik ettiğimi, beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Şehir Seçin
Close